Sevdiğiniz kişi ve köpeğinizle beraber çıktığınız olağan yürüyüşlerinizden birinde karşınıza niyeti bozuk serseriler çıktığında ne yaparsınız hiç düşündünüz mü? Ya bu serserilerin sayısı sizden üç kat fazlaysa laf dalaşına girer misiniz? Yumruk yumruğa kavgaya? Ya siz konuyu diplomatik bir şekilde çözmek taraftarıysanız ve karşınızdakine derdinizi anlatamıyorsanız ne olur? Bu ve buna benzer soruların cevaplarını Jodie Foster’ın başrolünü oynadığı “İçindeki Yabancı” filminde bulabilirsiniz. 

Film nişanlısıyla beraber köpeğini, adı kadar anlamlı “Stranger’s Gate” (yabancılar kapısı) adlı parkta dolaştıran bir çiftin başına gelenlerle başlıyor. Evlilik telaşı içinde olan bu çifti hoş olmayan bir sürpriz bekliyordur. Başlarına gelen facia sonucu Foster’ın oynadığı karakter Erica Baim bir değişimden geçecektir. Kendisi radyoda “talk show” sunan biri. Anlattıklarıysa New York’la ilgili, genelde güzel şeyler. Ancak hayatını değiştirecek olan bu olaydan sonra hayat görüşü ve kendisi tamamen değişiyor. İçindeki yabancı ortaya çıkıyor.

Detektif Mercer rolünü oynayan Terence Howard’la güzel bir ikili oluşturuyorlar. Tıpkı beklendiği gibi adalet ve kanunları eline bir silah alarak uygulamaya çalışan Erica detektifle bir süre kedi fare gibi kovalamaca oynar. Fare bir an önce yakalanmak istese de kedi nedense bir türlü yanaşmaz. Anlam da veremedim doğrusu.

Filmin sonu tamamıyla bir masal hatta çocuk masalından alınma gibi geldi. Neden veya niçinlerime cevap bulamadım. Film baştan sona kadar sürükleyici bir akış izliyor ve gerilimlerle dopdolu. Multi Oscar ödüllü Foster oyunculuğun hakkını verse de tek başına filmi sonuna kadar götürmeye yetmiyor. İlk başta gösterilen kavga sahnesini grafik olmamakla beraber yeterince görsel ve çok etkileyici buldum. İçindeki Yabancı heyecan arayanlar için biçilmiş kaftan.

Eddi Anter
7 Ekim 2007