Geçen hafta sergi ile ilgili afişi gördüğümde açıkçası şaşırdım ama Komet bu, insanı hala şaşırtacak bir “ŞEY” bulabilir dedim. Afişin üzerinde kendi resmi ve yanında bir sergi ibaresi ve “Allak Bullak” yazısı vardı. Sergi nerede ve ne zaman açılıyordu anlaşılmıyordu. Arayan bulur ve bulan da sevecekti orası kesin. Perşembe gecesi inanılmaz bir kalabalık ile açılan bu sergi Nişantaşı Abdi İpekçi caddesindeki Dirimart Galerisi’nde 23 Eylül’den sonra izlenebilir. Muhsin Bilge, Mehmet Şahin gibi koleksiyonerlerin hepsini bir araya ancak Komet getirebilirdi. Komet’i tanımayanlar için figüratif resimde bugünün en iyisi, en ustası hatta duayeni olarak biliniyor. Bu sözcüğü son zamanlarda o kadar sık görmeye başladım ki anlamı için bugün sözlüğe bakmadan edemedim ve Komet için kesinlikle uygun bir terim. “Kıdemlilik bakımından başta gelen”. Resimde figüratif form gerek seyretmek gerekse anlamak açısından en basiti aslında. Soyut bir form veya bir enstalasyon kadar yoruma açık olmuyor ama sanatçısı Komet ise bu basitlikten çıkıyor ve gerek cilvesi, gerek esprisi ile mutlaka içinde hiciv olan kendine has üslubu ile figürler yapıyor. Yeni sergisi “Allak Bullak” olmakla beraber biraz da Abuk Subuk Şeyleri de içeriyor. Necmi Zeka’nın deyimiyle dinmek bilmeyen bir huzursuzluğun değil, aynı zamanda kendini ve başkalarını sürekli şaşırtmaktan duyulan sevincin de etkisini görmek mümkün. “Yeni çalışmalarında mekanı, her türlü dışsal ya da verili belirlerinden, gönderme mantığından büyük ölçüde arındırıyor. Dörtgen resim alanını ve ona tekabül eden bakış geometrisini -alışılmadık düşeyler ve yataylarla- açıkça sorgulamaya başlıyor”. Komet’in kendi deyimiyle “cazip bir anti yerleştirme bizi yeni bir varlık entitesiyle karşı karşıya bırakıyor”. Sonuçta tüm tuval işlerinde de görülebileceği gibi klasik yerleştirmeden uzak bazen resim ve onun ağırlığı tam sağda ya da yoğunluk tam altta olabiliyor, hatta tamamlanmamış etkisi bile görülebiliyor. Resim adları bilmece ya da bulmaca gibi harfler ve rakamlar ile dramatize edilmiş. Denge ve düzenden yoksun alışılmış figürlerinden uzak aynen ismi gibi “Allak Bullak” bir sergi. Ama Kometseverler merak etmesin içerideki küçük odada daha tipik ve yeni eserlerini görebilir sergiyi sorguladıktan sonra rahat ve derin bir nefes alabilirsiniz. Kendinizi Komet’e hem yakın hem de uzak hissettirebilecek bu sergide gönül isterdi ki duvarlar kontrast bir renkte boyalı olsun . Fon rengi ile duvar rengi birbirine o kadar yakındı ki duvarların pisliği tuvallerin fonuna yansır gibiydi. Neyse ki endişesiz bir “Dasein” durumu içinde ışıklı bir ruhla yıkanmak için hiçbir mazeretiniz kalmıyor diye Komet son sözü koyuyor. Keşke galeri biraz daha karanlıkta olsaydı ya da duvarlar yıkansaydı da, eserleri beğeni ile izleyen ruhum bir nebze rahat bir nefes alsaydı. |
Eddi Anter 23.09.2005 |