Zahir

“Simyacı” ve “Veronika Ölmek İstiyor” dahil olmak üzere bir sürü “best-seller” kitabı olan Paolo Coelho’nun son kitabı “The Zahir”i İngilizce okuduğumda biraz hayal kırıklığına uğradım ama yine de beni düşündüren yerleri oldu. Zahir’in anlamı yazar Borges’e göre İslam adetlerinden geliyor ve kökü on sekizinci yüzyıla dayanıyor. Anlamı Arapça’da görünen, fark edilmemesi imkansız demek. Böyle biri veya bir şey ile temasa geçildiğinde aklımıza gelen her düşünce o kişi veya o şey ile ilgili olur ve başka bir şey düşünemez oluruz. Bu durumu açıklayabilecek en uygun kelime ise “kutsallık ya da delilik”. Bu açıklamayı kitabın başında Fabourg Saint-Peres yapıyor. 

Coelho tüm roman boyunca kendi hayatından paralellikler taşıyan meşhur bir yazarın evliliğini, evlilik ile ilgili problemlerini, hayat görüşlerini ve bu görüşlerin oluşumunu sorguluyor. Okuyan herkes mutlaka kendi hayatından ya da evli ise evliliğinden bazı kesitler bulacak ve aynı sorgulamayı yapacaktır.

En başından özgür olmanın ne demek olduğunu sorgulayan Coelho tüm hayatı boyunca belli şeylerin kölesi olduğunu, belli sistemlere boyun eğdiğini ve belli doğrular çerçevesinde davranmak zorunda olduğunu anlatmaya çalışıyor. İnsanın çocukluğunda bir aileye ait olması, okul hayatı, işini seçmesi derken evliliği ile aynen hürriyet kavramlarından uzak kalınmasına sebep olan düzen ve kural sistemlerinden bahsediyor. Bu sistemlerden herhangi birine ait olan insan mutlaka hürriyetinden de taviz vermek zorunda. Romandaki yazarın karısı, nikahlı eşi bir gün hiç bir şey söylemden sırra kadem basıyor ve yazar karısının neden onu bıraktığını, onu sevip sevmediğini, onu nerede ne zaman bulabileceğini sorgulayıp günlük hayatına devam ediyor. Bildiği son şey gazeteci karısının savaş haberleri üzerine çalıştığı… Kimbilir hangi savaş, hangi ülke kimler ile beraberdi ve en önemlisi hayatta mıydı?

Karısının yokluğunda onu “Zahir” olarak görmeye başlıyor ve içi, dışı, aklı ruhu kalbi onunla doluyor. Romanı boyunca sanki onsuz yaşayamayacağını  hissettiriyor… Yavaş yavaş sırlar çözülüyor ve karısı ile ilgili tüm soruların cevaplarını buluyor ama düşünmek üzere okuyucuya bazı sorular soruyor. Hakikatten hayatımızın belli bir noktasında, herhangi bir anında bilgisayar gibi bazı öğretileri silebilir miyiz? Yoksa kafamızın belli bir köşesinde sonradan çıkmak üzere gömer, saklar mıyız sadece? Ya konu aşk olunca, birine aşık olmak olunca bunu yapmak kolay mı?

Karısının değil de kendisinin “Zahir” olduğunu ve hepimizin aslında kendimizin zahirleri olduğunu anlatması ile yazar hayatına anlam katıyor. Bu “Zahir” her insana doğumu ile beraber veriliyor ama insan doğduktan sonra bazı kurallar öğreniyor ve bunlara itaat etmek zorunda bırakılıyor. Mesela:

” -Herkesten değişik olan insanlar tehlikelidir.
– Evlenmeli ve çocuk sahibi olmalıyız.
– İşimizi sevmesek de yapmak zorundayız çünkü herkes istediği işi yaparsa dünya hareket edemez.
– İnsanların hislerini doğal olarak göstermesinin zararları vardır.
– Bizim hakkımızda ne düşünüldüğü hissettiklerimizden daha önemlidir.
– Aç olmasak bile günde üç öğüm yemek yemeliyiz.”

Bu gibi şartlara çoğumuz uymaktayız. Bu kuralları, yazılı olmayan kuralları kim yapmıştır bilinmez ama yine de uyarız.. Bir toplum, bir grup, bir aileye ait olduğumuzda o sistemin getirdiği kuralları, konuları ve adetleri sorgulamadan yapmamız beklenir. Sorgulayan ya da yapmayan olduğunda ise o kişi dışlanır ve mimlenir. Siz bunlardan hangisi iseniz yaşadığınız hayattan memnun musunuz? Neden bu kadar insan hayatından bahsederken “mutluyum” demek yerine “etrafıma bakıp da elimdekileri görünce mutlu olmam gerekiyor diye düşünüyorum” demeyi tercih ediyor. “Zahir”de bu sorgulamanın bazılarına ışık tutacak yolu bulacaksınız. Zaten sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez dememişler mi? Kitap da güzel mesajlar olmasına rağmen zaten son yıllarda yazdığı her kitabın satacağını düşünen Coelho yazmış olmak için bir roman yazmış. Kitabın vermek istediği mesaj nedir diye soranlara ise en iyi yanıtı romanda kendisi veriyor. “Mesaj vermek istesem tek bir cümle yazardım roman değil.”

Türkçesi yakında çıkacaktır, kitapçınızda bakının.

Eddi Anter
20.07.2005
2017-09-21T23:09:13+00:00 Yazar: |