Geçtiğimiz cumartesi gecesi My Showland’de (eski Mydonos Showland) Buenos Aires’ten gelen tangocuları görmeye gittim. Daha önce tango edenleri, tango dansını ya da tango yapanları seyrettiyseniz biraz olsun tangoyu hissettiyseniz, tango bir aşk bir tutku gibi insanın içine, ruhuna işleyen bir dans türü. Oturduğum yer arkalarda, hatta en arkalarda olduğundan bu show’u daha iyi kavrama olanağım oldu. Hoparlörler sahne üzerinde olduğundan ses ve müzik keyfine sadece protokolde oturanlar vardı diyebilirim. Zaten sahnede bir orkestra olmasına rağmen ara sıra banttan müzik çalınıyordu. Orkestranın başka bir işi mi vardı yoksa canlı mı değillerdi tam kestiremedim. Müzik ve tango dansı başladığında biraz da konu bulma ihtiyacı hissedilmiş ve show mizansen ile dans karışımına dönüşmüştü. Sahneye uzak olmanın verdiği rahatsızlık ses düzeninin kötü olması ve etraftaki fısıltı, aksırık, öksürük seslerinden dolayı tangonun içine giremedim. Bir kez daha kanıtlıyo rki dans, show veya gösterilerin özel yerleri olmalı. Yani Broadway’de senelerce hatta on ya da onbeş sene devam eden “Cats” veya “Phantom” gibi temsilleri neden bir stadyumda veya bin kişilik bir tiyatro salonunda yapmazlar diye düşündünüz mü? Bir sebebi var tabii. Seyretmeye gelen herkesin en ön veya en arkada oyunun içine girebilmesi gerekiyor. Stadyumlarda konserler veriliyor ama havaya giriliyor çünkü etrafında dans eden şarkı söyleyen insanlarla onların enerjisi ile adrenalin yükselebiliyor. Ama konu tango olunca olmuyor. Uzaktan seyredip de müzikte zayıf olunca, küçük bir sahnede kukla gösterisi ile sirk show’u arasında bir şeye dönüşebiliyor. Tangoyu seyretmek de hissetmek demektir. Bu kadar büyük bir mekanda yaklaşık on çiftin, kötü bir dekor içinde tango yapmasını ben hissetmedim. Gidemedim diye sakın üzülmeyin. Herhangi bir tango CD’si ile Al Pacino’nun “Scent of a Woman” filminin DVD’sini kiralayıp daha iyisini yapabilirsiniz. Kör rolünde küçük bir lokantada yaptığı tango sahnesini üst üste seyredin ve inanın tangonun tadına daha çok varacaksınız. Tango zaten bir duygu ve onu hissedemedikten sonra seyretmek neye yarar? İkinci yarıyı bekleyemeden çıktım ve mümkün olsa paramı geri isterdim. Arada yapılan anonslarda sinir bozucuydu: “Tango yapanlar ile aynı pistte olmak isterseniz bilmem ne oteline gelin.” Otele gitmeyi bırak karlar altında her ulaştığım çıkışta bariyerleri açmıyorlar ve yok CNR çıkışı, yok fiş makbuz soruları ile onbeş dakika otopark içinde dolanmak zorunda kaldım. Halbuki içeri girerken yüzlerce araçtan makbuzsuz beşer milyon tahsil ediliyordu. Son barikata ulaştığımda ne fişim ne de sabrım kalmıştı. Barikat aralıktı arkama bile bakmadan basıp gittim. Sabrınız varsa ve tangoyu seyredip hissetmek isterseniz size küçük bir yer tavsiye edeceğim. Çeşme Alaçatı’da Agrilya lokantasında cumartesi geceleri yaz boyunca tango yapılıyor. Yaklaşık kırk kişinin oturabileceği bir mekanda on çift bir görsel şölen sunuyor. Tango nedir orada izleyin. Şayet içinizde hissetmezseniz, şayet ruhunuz dalgalanıp havalanmazsa, şayet ayağa kalkıp “Ben de tango yapmak istiyorum” demezseniz, o zaman tango seyretmiş olmuyorsunuz. Gidin ve görün, siz karar verin. |
Eddi Anter 04.04.2005 |