Hafta sonu İstanbul Modern Sanat Müzesi’ne tekrar gittim. Müze son zamanlardaki müzayedelerde çıkan tüm başyapıtları almaya başlamış. En son Antik A.Ş.’de satışa çıkan İktisat Bankası Koleksiyonu’ndan önemli eserleri almışlardı. Giriş katında, “Yeni Alımlar” adı altında bir salon açılmış ve alınan işler burada sergilenmiş. Alımların önemli bir bölümü Fahrelnisa Zeid’in yağlıboya tabloları. Değişik dönemlerinden değişik ebatlarda işleri teşhirdeydi. Türk resim sanatında önemli bir yeri olan ve soyut kavramını kullanan ilklerden olan Şakir Paşa’nın kızının tüm işleri öylesine güzel öylesine ferah bir şekilde sunulmuş ki ben şahsen her ay görmeye gideceğim. Başyapıt sayılabilecek Ömer Uluç’un işi de görülmeye değer. Diğer seferlerin aksine müze bu kez hıncahınç doluydı. Genci, yaşlısı, çoluklu çocuklu aileleri dolanmaktaydı. Hasret kalmışız bir müzeye… Loft’un sahiplerinin işletmekte olduğu lokanta da ağzına kadar doluydu. Mekanı görmeyenler için camların dışında upuzun bir Boğaz manzarasına bakabiliyorsunuz. Kız Kulesi’nden Topkapı Sarayı’na birbiri ile yarışan ada vapurları eşliğinde görsel bir şölen adeta. Böyle bir görüntü başka ülkede ya da müze camında yok. Gidin ve kendiniz karar verin. Hemen üst katta Zeid’in kızkardeşi Aliye Berger adına irili ufaklı gravürlerin olduğu çok zayıf bir sergi var. Şükriye Dikmen’in yapmış olduğu Aliye portresi sergiye biraz renk katıyor. Fakat Orhan Peker’in pastel Aliye’sinin ve Zeid’in yağlıboya Aliye portresinin sergide olmaması yazık. Aliye’nin duvarda yazılı sözleri ise okumaya değer. “Kim olduğunuzu bilmek çok önemli, çünkü onu asla değiştiremezsiniz ama geliştirebilirsiniz”. Tüm Şakir Paşa ailesi, diğer kardeşleri Halikarnas Balıkçısı dahil, Zeid’in çocukları Nejad Devrim ve tiyatrocu Şirin Devrim hepsi birer sanatçı. Cumhuriyet tarihimizin belki de en önemli ailesi. Bu aileye de sahip çıkıp artık dünyaya hatırlatmamızın zamanı gelmedi mi? Müze her ay için özel sergiler yapma hazırlığı içindeymiş. İlk yapılacak olan Fikret Mualla sergisiymiş. Heyecanla bekliyoruz. Modern anlamda ilk ve tek müzemize sahip çıkmamız lazım. Fırsatını buldukça ziyarete gitmeli ve eserleri tanımalıyız. |
Eddi Anter 19.02.2005 |