Sihirli Oyuncakçı

Sadece yaşıyor olmak yetmiyor, hepimizin bir hayatı olmalı ve bunun tadını doyasıya çıkartmalıyız. Bunun için ihtiyacımız olan biraz sihir ve azıcık da inanç. Hepimizde var olan ancak ısrarla içimizde olmadığına kendimizi inandırmaya çalıştığımız sihirden bahsediyorum. Günlük alışkanlıklar, yaş, sorumluluklar ve yerleşmiş katı inançlardan bahsedecek olursak pek çoğumuz içimizdeki sihri veya gözlerimizdeki parıltıyı görmezden gelmeyi daha kolay sanıp pek çok şeyi kaçırdığımızın farkına bile varmayız. 

Sihirli Oyuncakçı filminde bunun aksini görmek nasip oluyor. Fragmanlarını gördüğümde çocuklara hitap ediyor yanılgısına düşmüşüm. Yetişkinlerin öğrenmesi gereken ya da hatırlaması elzem olan bir konu var. İçindeki çocuğu canlı tutmalısın ve iç sesine kulak vermelisin. Rengârenk ve hareket halinde oyuncaklarla dolu olan sihirli bir oyuncakçı dükkânı düşünün. Bu yerin 243 yıllık sahibi Mr. Mogorium’un (Dustin Hoffman) her gün aynı yerde yepyeni mucizelerle karşılaştığını hayal edin. Yoksa siz mucizelere inanmıyor musunuz? Belki de böyle çocukça şeylere ayıracak vaktiniz yoktur. O zaman siz ne kaçırdığını bilmeyenlerden biri olarak kalacaksınız.

Film sürecinde asistanı Molly Mahoney ( Natalie Portman) sadece yardım etmekle kalmıyor, dükkânı ziyarete ve alış verişe gelen tüm çocuklara biraz sihir sunuyor. Atlayan zıplayan zebralar, canlı maymunlar, binlerce kez seken renkli plastik toplar, kafasına göre uçan uçaklarla seyircinin ekrandan içeri giresi ve orada kalası geliyor.

Dükkân sahibinin ölüm zamanı 243 yıldan sonra geldiğinde yardımcısına üzülmemesi gerektiğini söylüyor. Yapacağı şey yeni bir yaprak açmak olmalı diye tavsiyede bulunuyor. Shakspeare bile King Lear’in beşinci perdesi sonunda “O öldü” diye basit bir şekilde yazdı diye eklemeyi ihmal etmiyor. Hepimiz öleceğiz ancak hatırlanmaya değer anlarımız var mı? Kaç tanedir? Bilmemiz gereken, bütün bunların bizim elimizde olduğu ve en ummadık zamanda kendimize inandığımız takdirde içimizdeki ışık ve sihir mutlaka ortaya çıkacağıdır.

Cenaze günü sahibinin gidişine üzülen tüm oyuncaklar simsiyah renge bürünüyor ancak onları eski haline getirmek için tek bir şeye ihtiyaç var: “İnanç”. Wonder Emporium dükkânına uğramanız şart. Nelerin var olduğunu hatırlamak ve kendi kendimize biraz mucizeler gerçekleştirmek adına filmi görmeniz gerekiyor.

Eddi Anter
02.02.2008
2017-09-21T23:08:44+00:00 Yazar: |