“Hamam” filmi ile adından söz ettirmeye başlayan Ferzan Özpetek daha sonra “Harem Suare”, “Cahil Periler” ve “Karşı Pencere” ile uluslararası çapta başarılarına devam etti. Son günlerde Madonna’nın en sevdiği İtalyan yönetmeni olarak da anılıyor. Bu hafta vizyona giren “Kutsal Yürek” orijinal adı ile “Cuore Sacro” filmi İtalyan sinemasının oscar’ları sayılan David di Donatello’da “en iyi kadın” ve “en iyi sanat yönetmeni” ödüllerini almış bile. Yabancı Basın Birliği, en iyi yönetmen olarak da Özpetek’i seçmiş bile.
Başrolde Barbora Bobulova’nın oynadığı film Sezen Aksu’nun insan yüreğine işleyen bir şarkısı ile başlıyor ve müzik tüm film boyunca değişik aryalarla devam ediyor. Çekim çok güzel, çekilen mekanlar İtalya’nın herhangi bir şehrinde olabilir ama neresi olduğu önemli değil. Konu başarılı ve zengin bir iş kadınının kendi iç dünyasını sorgulaması. Film yine küçük bir şok ile başlıyor ve trajik kaza filmin sonuna kadar bir anlam kazanmıyor. Başrolde olan Irene sokakta kavga eden bir grup insanın içinden on üç yaşındaki sokak kızını kurtarmaya çalıştığında onun bir hırsız olduğunu tabii ki düşünemezdi. Ama o hırsızın bütün çaldıklarını hayır işlerinde kullanmak üzere yaptığını öğrendiğinde reaksiyonu ne olacaktı? Yardım, sadaka veya bağış her ne ad ile olursa olsun mertebeleri vardır. Bunlardan en düşük mertebe yardımın kimden geldiğinin bilinmesi ve kime gittiğinin açık olmasıdır. En üst mertebe de yardım edenin adının gizli olması ve yardım alanın kimden geldiğini bilmemesidir. Filmde yapılan yardımlar acaba hangisidir? Yönetmen bizlere herkesin ikinci bir yüreği olduğunu söylüyor. Birinin diğerinin hep gölgesinde kaldığını hatırlatıyor. Amaç onun ışığını görebilmek ve gösterdiği yolda gidebilmek. İşte bu yürek kutsal olan yürektir. Aynı zamanda bir ses, içimizin sesi oluyor bu yürek. Fakir, evsiz, aç, hasta olanları düşünüp de yardım etmemek mümkün mü? Ya kendini onların yerine koyup onlar gibi yaşamaya karar verince insan deli mi sayılır? Yoksa hakikatten delirir mi? Delirmektense onları görmezden gelmek daha mı kolaydır? Bunu yapmak mümkün müdür? Irene filmde maddiyattan uzaklaşıp elindeki zenginliği ihtiyacı olanlara sınırsızca paylaşırken günümüz Robin Hood’una soyunuyor. Bundan dolayı deli muamelesi görüyor ama sonunda kazanan o oluyor mu? Filmi görünce karar vereceksiniz. “Sen kimsin?” Diye sorulduğunda aklına gelen tüm isimleri sayıyor “çünkü onların hepsi benim hem içimde hem dışımda” diyor. “Ama nüfus adımı soruyorsanız başka” diyor. Yine hakkında konuşulacak herkesin maddiyat ve maneviyatı sorgulayacağı her zamankinden biraz daha uzun, daha ağır ve daha düşündürücü bir film. |
Eddi Anter 28.11.2005 |