Cumartesi gecesi Joaquin Cortez’i görmeye Açıkhava Tiyatrosu’na gittim. Cortez, Flamenko dansının ustası, prensi belki de kralı. Yaptığı danstan öte bir şey sanki ayakları ile müzik yapıyor, şarkı söylüyor, şiir gibi estetik bir şekilde sahneyi dolduruyor. Sizlere nasıl yazsam da o duyguyu hissettirsem diye düşünüyorum ama bu illa orada olup da görmeniz gereken bir show’du. Anlatmakla ya da yazmakla olmuyor. İkinci kez İstanbul’da gördüğüm Cortez’e beş kişilik bir orkestra ve altı vokalist eşlik ediyordu. Şarkların tümünde acı, hüzün ve aşk vardı. Bu show’un adı “Mi Soledad” yani benim yalnızlığım idi. Fakat Cortez’in yalnız olmadığı kesindi. Tıka basa açık havayı dolduran seyirci zaten alkışlamaya hevesli iken yaptığı danslar ile öyle bir havaya soktu ki show’un sonunda herkes ayakta kıpır kıpır figürleri yapmaya çalışıyordu. Çingene müziği, İspanyol sözleri ile Flamenko dansı yapan Cortez kollarını havaya kaldırıp ellerini bir kuş gibi oynatmaya başladığında belden yukarısı sanki bir kelebek gibi uçmaya hazırlanıyor hissini veriyordu. Ama belden aşağısı kesin ve katı tavırları ile gümbür gümbür yere vururken azgın bir boğayı andırıyordu. Nitekim aralıksız bir buçuk sat süren gösterinin sonuna doğru sırılsıklam olan Cortez ceketini çıkartmış ve önden arkaya, arkadan öne, aşağıdan yukarı yukarıdan aşağıya ceketini bir matador ustalığında oynatırken yer alkış seslerinden inliyordu. Bacakları öyle bir şekilde sallanıyor ayakları öyle bir şekilde yere vuruyordu ki bir ara kendi kontrolünde değil hissine bile kapıldım, tir tir titrerken ve seyirciyi titretirken. Tüm orkestra üyeleri ve vokalistler kısa da olsa biraz Flamenko dansı yaptılar. Sempatik ve cana yakındı ama Cortez farkı hemen ortaya çıkıyordu. Bir ara “Kuzu kuzu” şarkımızdan bir iki nota çalındığında yer yerinden oynadı sanki. Sahne karanlık herkes siyahlar giymiş, sahneye devamlı duman üfleyen makineler ile Cortez yerine başka birisi çıksaydı acaba fark eder miydik, tanır mıydık diye düşünmeden edemedim açıkçası. Ara vermeden dansını yapan Cortez’in ayak sesleri yeri geldiğinde uçarcasına estetik gözüküyor yeri geldiğinde ise balyoz gibi kafama iniyordu. Sonlara doğru yavaş yavaş ceketini, sonradan kravatını çıkartan Cortez gömleğini çıkarttığında kızların çığlıklarından kulaklarım halen uğuldamakta. Seksapelden öte dansçıda kendinden emin bir duruş, fit bir beden ve sıcak bir bakış vardı. Dansını yaptı, terledi ve de sonuna doğru herkesi terletti. Maalesef tek gösteri için gelen Cortez’i bir daha ki sefere mutlaka izlemeye gidin, dans nedir göreceksiniz, hissedeceksiniz. |
Eddi Anter 12.09.2005 |