Filmi ilk sefer mayıs ayında Amerika’da gördüğümde beklenen kasayı yapmadığını öğrendiğimde üzülmüştüm. Pazarlama ve zamanlama yanlışı yapılmış. Film geç piyasaya sürülmüş. Allah’tan Türkiye’de vizyona doğru zamanda girmiş “Sindirella Adam”. Bir filmden ne beklersiniz bilemeyeceğim ama ben hem üzüntüden hem sevinçten aynı filmde ağlayabiliyorsam, o film benim için etkileyici demektir. Film 1929 sonrasında Amerika’nın en karanlık, en sefil zamanları olan “Great Depression” zamanında geçiyor ve Jimmy J. Braddock adlı boksörün hayatını anlatıyor. Varını yoğunu satmak zorunda kalan Braddock ( Russell Crowe) sabahleyin kapısının önünden sütü almaya çıktığında süt yerine gecikmiş ödeme kâğıdını görüyor. Evdeki üç aç çocuğu düşünürken yan evin sütünü alacak dedim kendi kendime, filmi daha önceden göremem rağmen. İnanır mısınız almıyor ve kasaptan salam çalan çocuğunu geriye götürüp iade ettirip özür bile diletiyor. Onca yoksulluğa rağmen çalmak kötü bir şeydir mesajını hem çocuğuna hem bize veriyor.. Karısı rolündeki Renee Zellwegger ise boksörün maçlarını seyretmeye hiç gitmiyor. “Sana atılan her yumruk bana çarpıyor” diye, romantik değil mi? Filmi görünce açlık, pislik ve sefalete rağmen aşk, dayanışma, birlik ve beraberlik bir evlilikte neymiş görebilirsiniz. Boks sahneleri, yumruklamalar, seslendirme o kadar güzel, o kadar etkileyici ki ben şimdiden “En İyi Yönetmen Oscar”ımı Ron Howard’a verdim. Konuyu çok güzel işlemiş, başından sonuna heyecan var. Evlerinde faturaları ödemediklerinden hem gaz hem elektrik kesilince gururuna rağmen Braddock mesai arkadaşları ve patronlarından para dilenmeye çıkıyor. İhtiyacı olan 44 dolara karşılık bir dolar elli sent topladığında film arasında çıkıp da bir şişe suya bu parayı verdiğimde yudumlar boğazımdan geçmek bilmedi. Devletin verdiği işsizlik parasını kulanıp da sonradan eline para geçtiğinde bunu devlete geri ödemesi kayda değer davranışlarından sadece biri boksörün. İnanç ve tutarlılık ile tüm New Jersey halkını arkasına alıp dövüşen bu cesur ve yaşlı boksör, filmin sonunda istediğine kavuşuyor mu gidince göreceksiniz. Akıcı ve heyecan dolu bu film “Rocky” ve “Milyon Dolarlık Bebek”ten sonra ilaç gibi geliyor. Uzun yıllardan beri yapılmış en iyi boks filmlerinden biri. |
Eddi Anter 26.09.2005 |