Babam ve Oğlum

İşte film budur, gidin de film nasıl yapılır görün demek dışında aslında pek fazla bir şey bırakmıyor Çağan Irmak. Her şeyin bir zamanı olduğunu bildiğimden uzun süredir vizyonda olan bu filmi görmek bugün nasip oldu. Oscar adayı olacak “Yabancı Film” kategorisi için film arama endişesi duymuyorum çünkü buldum bile. Oyum “Babam ve Oğlum” filmine gitti bu gece. 

Yaklaşık üç saat süren filmde hem ağladım hem de güldüm ama birer dakika arayla. Nasıl olabilir diye kendim bile şaşırdım ama oyunculuk muhteşem. Tüm kadro çok güzel çok inandırıcı oynuyor. Müzik enfes, bağlarının nerede olduğunu bilmediğim çiftlik ve köy görüntüleri olağanüstü. Dahası can sağlık.

Film 1980 ihtilali sırasında işkence gören bir gazetecinin çocuk sahibi oluşu ve çocuğunu babasına tanıştırması üzerine kurulmuş. Filmde bir babanın oğlu için istediklerinin tüm hayatını yönetmek olabileceği sorgulansa da çocuk ne isterse yapabileceğinin fazla işe yaramadığını ispatlıyor. Köyünden büyük hayaller ile şehre giden gazeteciye geri döndüğünde köylü arkadaşı “Biz gidemedik de çok şey mi kaybettik?” diye sorduğunda aldığı cevap “Ben de gidemedim ki, ne gittim ne de kaldım. Hep iki aradaydım” oldu. Aslında evimizi bırakıp da uzaklara gittiğimizde arkamızda bıraktıklarımızı beraber getiremiyorsak hiçbir yere gitmiyoruz demek olmuyor mu?

Gazeteci rolünü üstlenen Fikret Kuşkan geri dönecek bir evinin olmadığını düşünmekten ve buna üzülmekten yorulduğunu söylediğinde kendi oğlu için babasından bir oda istiyor. Baba rolünü Çetin Tekindor o kadar güzel oynuyor ki en sonunda kollarını açtığında sahneye çıkıp sarılasın geldi. İstediği sadece bir oda, artık ev istemeye yüzü yok. Baba evine özel bir şey açıklamaya gittiğinde ailenin hayatı tam bir kaçıklar efsanesi. Sonunda bizimde bir “guguk kuşu” ailemiz oldu diyebilirim. Salim adlı ağabeyin aklı salim değil, Sadık adlı kardeş sadık değil, gelinin ve babaanne rolünü oynayan Hümeyra’nın aynı anda bitmek bilmeyen konuşmaları ise gözlerimden yaşlar gelinceye kadar güldürdü beni. Kümesten canlı alınan tavuğun kesildiğini görünce eskiden taze tavuk olduğunu hatırladım birden.

Oğlu rolündeki genç oyuncu hayal gücünü kullanıp okuduğu Süpermen ve Teksas çizgi kitaplarından hayaller kuruyor ve rüyalar görüyor yalnız başına yattığında. Çocukların dünyaları ne kadar da canlı ve cıvıl cıvıl dedirtiyor.

Filmin başlangıcı ve ilk üç dakikasında cereyan eden olaylar ile filmin içine hemen girivereceksiniz. Bol selpak bulundurmanızı tavsiye ederim. Lütfen kendinizi tutmayın filme hakkını verin ama mutlaka görün.

Eddi Anter
28.12.2005
2017-09-21T23:09:03+00:00 Yazar: |